Kayıtlar

SAİD HALİM PAŞA

Resim
Kahire’de hayata merhaba dedi (19 Şubat 1864). Mısır Valisi Kavalalı Mehmed Ali Paşa’nın torunu olup babası Şûrâ-yı Devlet üyesi Mehmed Abdülhalim Paşa’dır. Ailesiyle beraber 1870’te İstanbul’a yerleşti. İlköğrenimini hususi hocalardan yapmış oldu. Küçük yaşta Arapça, Farsça, Fransızca ve İngilizce öğrendi. Üniversite tahsilini İsviçre’de siyasî ilimler alanında tamamlamış oldu. II. Abdülhamid tarafından kendisine sivil paşalık rütbesi verilerek 21 Mayıs 1888’de Şûrâ-yı Devlet üyeliğine tayin edildi. Görevindeki başarısından ötürü kısa zamanda Rumeli beylerbeyiliği pâyesine yükseltildi (22 Eylül 1900). Böylece sarayın ve padişahın gözde adamı oldu. Ancak onu çekemeyenler, Yeniköy’deki yalısında zararı dokunan evrak, ayrıca silâh bulundurduğu gerekçesiyle saraya jurnal ettiler. Bu olaydan sonra Şûrâ-yı Devlet’teki göreviyle ilgisini azaltıp yalısına çekildi. Bir yandan kitap okumakla, içtimaî ve tarihî incelemelerle, öteki taraftan eski eserleri toplamakla meşgul oldu. 1903’te Jön Türkl

MEKTEP Ne Demek, Kelime Anlamı, Sözlük Anlamı Nedir?

Resim
 Sözlükte “yazmak” anlamındaki ketb kökünden mekân ismi olan mekteb (çoğulu mekâtib) “okul” anlama gelir; daha fazlaca mektebe benzer biçimde kütüphane için de kullanılır. Araplar okula küttâb da demişlerdir. Fakat dil âlimi Müberred küttâbın “tahsil gören çocuklar” (sıbyan) mânasına geldiğini söyler ve tedris meydana getirilen yere bu adın verilmesini yanlış kabul eder (Lisânü’l-ʿArab, “ktb” md.). Ancak Hz. Peygamber devrinden beri okuma yazma veya Kur’an öğretilen okullara küttâb denilmiştir. XIX. Yüzyıldan itibaren mektep kelimesi, geniş anlamda ve bugünkü okul karşılığında hemen derhal bütün öğrenim kuruluşlarının başına getirilerek kullanılmıştır. Ayrıca İslâm dünyasında mektep kelimesinin “branş” (mekteb-i felsefe), “ekol” (mekteb-i Meşşâiyyûn, mekteb-i revâkıyyûn), “tâlim” (mekteb-i İslâm), “yazıhane” (mektebü’l-berîd), “ajans” (mektebü’l-enbâ) ve “ticarethane” mânalarına geldiği de tanınmaktadır. Tarihte malum en eski mekteplere makalenin buluş edilmiş olduğu Mezopotamya’da ras

Napolyon ve Fransızların Mısır’ı İşgali

Resim
  Napolyon Bonapart (Napoleon Bonaparte), kalabalık bir ordunun başında 1798’in Temmuz’unda Mısır topraklarına girmişti. İngilizlerin Hindistan ile bağlantısını koparmak ve Fransızlara İslâm coğrafyasının merkezinde yer açmak için planlanan bu seferin Kahire ayağı, kapsamlı bir halk ayaklanmasına sahne oldu. 21-22 Ekim günlerinde kent halkı işgalcilere karşı hareket geçince, Fransızlar da Kahire Kalesi’ne yerleştirdikleri toplarla sivilleri bombalamaya başladı. Bizzat Napolyon’un da katıldığı çatışmalarla ayaklanma bastırıldı ve sağ kalanlar Ezher Camii Külliyesi’ne sığınarak canlarını kurtarabildiler. 6 bine yakın Kahirelinin hayatını kaybetmiş olduğu ayaklanma sırasında, Napolyon’un “Tanrı’nız size yardıma geç kaldı. Siz başladınız, fakat ben bitireceğim!” söylediği rivayet edilir. Birkaç ay sonrasında, Napolyon bu defa Akka Kalesi önlerinde göründü. Valisi olduğu Saydâ vilayetini Akka’dan yönetmekte olan Cezzâr Ahmed Paşa -ki bu sırada 80 yaşlarındaydı-, 20 Mart 1799’da süregelen ku